"Pırlantadan alınmayan vergi, kitaptan alınıyordu; çünkü pırlanta
alandan değil, kitap okuyanlardan korkuluyordu"
Bu cümleyi kurmuş birinin romanlarını okumamak olmazdı. Germinal Emile Zola'nın en beğenilen ve en güzel romanı imiş.
Benim romanı tanımam ise biraz geç oldu. Caner Eler’in sunduğu Riboux
Bisiklet Turu’nda duydum bu kitabı. Bisikletlerin geçtiği etaplar anlatılırken
Germinal’deki sahnelerin gözünde canlandığını anlatıyordu spiker. O zaman
dikkatimi çekti, klasik olan ama okumadığım / okumadığımız ne kadar roman var
aslında. Eminim şuan hayatımda istemediğim bir yerde oluşumun sebebi de bu.
Germinal’deki maden kasabasında işçilerin yaşadığı zorlukları bilmeden basit
hayatıma devam ediyorum. Ama hayat bu kadar basit ve rahat değildi çoğu zaman
ve çoğu yerde. Hayatından memnun her insan bu memnuniyeti yakalayabilmek için
bu muhteşem klasikleri okumadı elbette. Ama bu bi kaç yıldır benim hayat
inancım bu oldu sanırım. Geçen gün şöyle dedi bir arkadaşım ; gelebileceğimiz
yer burası, bunun üstünde olsaydık zaten burada olmazdık, sen buranın üstüne
çıktığında zaten burada olmayacaksın, sistem ister istemez seni oraya çekecek. Ya
da buna benzer bir şeydi işte demek istediği. Ben bu eğitim öğretim yılımı
Fransız Klasikleri ve Fransız Edebiyat akımının önde gelen yazarlarına adadım.
Ama siz bu kitabı bir okuyun, sadece okuyun.
Biraz spoiler içerebilir..
Emile Zola’yı siz de belli bir yaşa kadar kadın zannedenlerden misiniz? Kadın
ya da erkek olması yazdıklarının güzelliğini değiştirmeyecek, o yüzden bence bu
bir utanç değil. Roman hayali bir kasaba olan Montsou kasabasındaki maden işçilerinin
yaşam tarzlarını ve genç, göçebe, çalışkan, ama cahil bir işçinin kendine o
toplumda nasıl yer bulup, nasıl onların direniş lideri olduğunu anlatıyor.
Direnişlerinde başarılı olup olmaması çok da önemli değil. Bu Etienne isimli
gurulu gencimiz, madende aldıkları düşük ücretleri, iş güvencesizliğini,
çalışanların çoğunun kara kara öksürdüğünü gözlemliyor, daha çok para
kazanabilmek için kendi hayatlarını hiçe saydıklarını farkediyor. Bir de eski
Rus koministlerinden bir akıl hocası var. Etienne zamanla kendindeki eksikliğin
okumak olduğunu farkediyor. Sürekli okuyor, bu insanlara liderlik etmek
istiyor, belki ileride parlementoya bile girebileceğini hayal ediyor, ama işin
aslı pek de öyle olmuyor. Gerisini okuduktan sonra görürsünüz. Bu kısım benim gözlemlediğim
ve dikkatimi çeken kısmıydı. Etienne Mahue isimli eski bir maden işçisiyle
yakın arkadaş oluyor ve onun kızına aşık oluyor. Çoğu klasikte olduğu gibi bir aşk üçgeni de
romandaki insanların yaşayış tarzına ve içinde bulundukları duruma eşlik
ediyor. Mahue’yu romanın 1993 yılında çekilen filminde Gerard Depardeu oynamış,
filmi izlemedim ama oyuncu seçimi tam hayalimde canlandırdığım gibi olmuş.
Spoiler bitti
Germinal, Latince'de tohum, tomurcuk, filiz
anlamına gelen germen sözcüğünden
türemiş Fransızca bir sözcüktür, Fransız Cumhuriyetçi takviminin 7. ayı anlamına gelir. (vikipedia)
1860’lı yıllarda geçen roman, dönemin işçi sınıfının toplumsal hayatını,
burjuva sınıfı ile olan ilişkilerini, insanın ne kadar nankör ve zayıf yanları
olduğunu tüm gerçekliğiyle anlatıyor. Tüm gerçekliği demek biraz zayıf kalır,
çünkü Emile Zola naturalizm akımının öncülerinden, yani herşeyi olduğu gibi
aktarmaya bayılan bir amcamız. (Kadın değilmiş !) hatta yazarımız o kadar
naturalistki bu romanı yazabilmek için 2 yıl maden işçileriyle birlikte
yaşamış.
Romanda işçi sınıfını tamamıyle kusursuz aktarmıyor, yani solcu bir
roman değil kimi sınıflandırmaya göre, hatta öyle ki roman hem burjuva hem de
işçi sınıfından tepki almış yazıldığında. Naturalizm de böyle bişey olmalı sanırım,
kimse mükemmel değildir ve olayları tüm gerçekliğiyle yansıtmak herkesi
rahatsız edebilir. Ama romanda bizim de Soma Maden Faciasından sonra
farkettiğimiz, maden işçilerinin adeta bir ip üzerinde yaşadıkları çalışma
koşullarını yüreğiniz sızlayarak tüm çıplaklığıyla okuyabilirsiniz.
Bu arada benim okuduğum yayınevi kitabı Soma’da kaybedilen
madencilerinin anısına diye basmış. Yayıevi kitabın satışlarıyla Soma'da hayatını kaybeden işçilerin çocuklarına burs sağlayacakmış. Çevirisi de çok çok iyiydi. (https://onedio.com/haber/maden-iscileri-ve-sartlarini-anlatan-germinal-4-ogrenciye-burs-sagladi-508564)
Son olarak, Emile Zola’nın karakteri hakkında biraz bilgi almak
isterseniz, şu meşhur Dreyfus olayına bir göz atın derim.