10 Mart 2012 Cumartesi

sinekli bakkal- halide edip adıvar


             Halide Edip’in Vurun Kahpeye’sini okumuştum geçen sene ve hakkında okuduklarımla birleştirince çok trajik, milliyetçi ve din unsurlarını barındıran romanlar yazdığını düşünmüştüm, döneminin aydınlarından olmasına rağmen. Fakat bu roman bana epey eğlenceli geldi, ağır eski türkçe’sine rağmen
.
             İstanbul’un  Sinekli Bakkal mahallesinde Rabia adlı bir kızın ailesi ve çevresinde yaşadıkları  Abdülhamit döneminden kesitlerle birlikteve  batılı ve doğulunun ortak noktaları akıcı bir şekilde anlatılmış. Yazar insanı romanın içine öyle bir çekiyor ki, çizdiği İstanbul portresiyle gerçekten o dönemin istanbul’una gitmiş kadar oldum. Bu roman hakkında ağır demek aslında yanlış olur, can yayınlarından çıkan baskısı eski Türkçe kelimeleri sayfaların en alt kısmında veriyor fakat bu biraz okuma zorluğu katıyor. Aslında daha sadeleştirilmiş bir basımı olsa, orjinaline zarar vermeden, o zaman bir solukta okunabilecek bir kitap diyebilirim bile.
             Romanın karakterlerine gelince, Rabia’nın güçlü karakterinin dışında ben en çok babası Tevfik ve Peregrini’yi sevdim. Tevfik dönemin yetenekli ama toplum tarafından dışlanan sanatçısı hatta komedyeni. Kadın kılığında oyunlar oynadığı ve insanlarla dalga geçtiği için sürgüne gönderiliyor , bir çok zorluk çekiyor  fakat her zaman iyimser, yaratıcı ve sanata o kadar düşkün ki yaşadığı her şeyi oyunlarına yansıtabiliyor. Peregrini de dinden ağzı yandığı için dini  umursamayan fakat sevdiği için din değiştirecek kadar aşık, aynı zamanda da büyük bir piano sanatçısı. Aslında peregrini ve Tevfik arasında çeşitli dialoglar olsa bu romanı daha güzel kılabilirdi. Fakat Halide edip elbette bu romanı bu amaç için yazmamış. Ama yine de bu iki karakteri çok sevdim ben. Hatta rabia’ya gerçekten çok sinir oldum. O ne ketumluk o ne havalar! Tabi roman bu iki karakter gibi eğlenceli değil. Rabianın iç buhranları, annesinin aynı şekilde bunalımları, paragöz dedesi,  konaktakiler ve entrikaları ve daha bir sürü olaydan oluşuyor roman. Ben şimdi bilgisayarın başında düşününce iyi taraflarını hatırladığıma göre sanırım bu romanı sevmişim 
.
             Bir de romanla ilk olarak ingilize basılmış ‘’The Clown and His Daughter ‘’ ismiyle. Bu da ilginç geldi bana İngilizce baskısı Türkçesinden daha akıcı bile olabilir. İngilizce bilenler varsa onu tavsiye ederim(!) o kadar da abartmayayım tabii ki.

1 yorum:

  1. Bense kitaptaki eski Türkçe kelimelere bayıldım. Hafızama da kaydettim, yeri geldikçe kullanacağım.

    http://birazkitap.blogspot.com/2011/09/sinekli-bakkal.html

    YanıtlaSil